24.03.2013

Ruhsal Açlık - 2




  Bizim insan kalabilmemiz için değerlerimiz,yasak görülen özgürlüklerimiz,bazen sıkıldığımız ve içinden bir an önce çıkmak istediğimiz kötü ve aceleci yanımız zaman zaman bizi dünyaya karşı yabancı kılar.Ama bir bebek bile doğmak için belli bir zamana ihtiyaç duyar.Her insanın kendine göre zayıf noktaları vardır.'Ruhsal Açlık' adlı yazımda mide hazımsızlığından bahsetmiştim.Bunun için çareler arayıp bulmuştuk.Şimdi ruhsal doyuma geçelim.
    
  İnsan neden zayıf noktalarının,yanlış davranışlarının,karşısındakini üzmeye varan bencilliğinin çaresine bakmaz?Farkındalık nedir;hiç fikriniz var mı?Ben ne yapıyorum,ne istiyorum,neyle mutlu olurum ya da n'asıl mutlu ederim diye soran var mı?
  
  İnsan bana göre içinde uzun bir yolculuktadır.Kendine göre yol katetmiştir.Bu yolda rastladıkları ona hiçbir şey öğretemediyse belli bir gelişim,olgunluk gösteremediyse tekrar yolun başına dönmeli.Çünkü insan gelişmediyse dünya için gerekli birtakım insani liderleri put haline getirerek kendini bunun arkasına saklar.Sonra;"Biz şuncuyuz,siz buncusunuz."diyerek insanları farklılaştırır ve bozgunculuk yaratır.İnsanın insan kalabilmesi için değerlerine sahip çıkması yeterli olur.Ama onlar marjinal çıkışlar ve değişim için belki gerekli belki gereksiz fazla çaba harcar.Bu kişiler kendilerini ifade edebilmek için mutlaka maddeye sığınır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...